İş ilişkisinin tarafları arasında genel olarak uyuşmazlığın çıktığı ve iş akdinin sona ermesinden sonra da işçiler tarafından dava konusu yapılan konuların başında, işçinin çalışma süresinin haftalık 45 saati aşıp aşmadığı ve haftalık 45 saati aşması halinde ise fazla çalışma ücretinin işçilere ödenip ödenmediği konusu gelir.
İhbar ve kıdem tazminatları hariç olmak üzere, diğer işçilik alacaklarında (fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, aylık ücret vb.) zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan, fazla çalışma yönünde bir iddianın işçiler tarafından dava konusu yapılması ve iş yerinde de mevzuata ve yerleşik yargı kararlarına aykırı bir uygulamanın mevcut olması halinde, İş Mahkemeleri tarafından işçi (davacı) lehine, işverenin ise (davalı) aleyhine olacak şekilde ciddi tutarlarda fazla çalışma ücretine hükmedilebiliyor.
Örnek vermek gerekirse;
Davalı işveren vekili (avukatı) tarafından şayet cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunulmazsa, o zaman işçinin iş yerindeki tüm hizmet süresi (iş yerinde toplam ne kadar çalışmış ise) mahkemece dikkate alınacağından, söz konusu tutar çok daha fazla çıkacaktır. Ayrıca, işçinin iş yerindeki aylık ücretinin veya haftalık fazla çalışmasının daha fazla olması halinde, işçiye ödenmek zorunda kalınacak olan fazla çalışma ücretinin de daha yüksek bir tutar olacağı muhakkaktır.
Bununla birlikte, şayet ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkukları bulunmuş olsaydı, böyle bir durum işverenin lehine olacaktı. Zira Yargıtay yerleşik kararlarında, “İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır” şeklinde kararlar vermek sureti ile fazla çalışma ücreti tahakkuklarının bulunduğu ayları (şayet ihtirazı kayıt yok ise) yapılacak olan hesaplamalarda dışlamaktadır. Ancak bu durum, işçinin eline geçen ücret ile kayıtlarda gözüken ücretlerin aynı olması, bir başka deyişle, işyerinde kayıt dışılığın olmaması halinde geçerlidir.
İşçinin ücretinin gerçek ücretten daha düşük gösterildiği hallerde ise, imzalı bordrolarda yer alan fazla çalışma ücreti tahakkuku, doğrudan dönem dışlamasını gerektirmez. Örneğin, işçinin ücretinin asgari ücret olarak kayıtlarda gösterilmesine rağmen, gerçekte 10.000,00 TL ücret ödendiği bir ihtimalde, bordroda yer alan belli bir fazla çalışma ücreti asgari ücretten yapılan hesabı içermektedir. İşçinin gerçek ücreti ile asgari ücretten yapılan tahakkuk arasındaki farkı her zaman talep etmesi mümkündür. Ancak, imzalı bordroda yer alan aylık 10 saat fazla çalışma bilgisi yine de işçi açısından bağlayıcıdır. Daha fazla çalışma yaptığı tanıkla ispatlanamaz, ancak yazılı belge ile kanıtlanması gerekmektedir.
Yine şu hususu da belirtmek gerekir ki, ücret bordrolarında tahakkukları yapılan fazla çalışma ücretlerinin her ay için aynı tutarlarda olması halinde, sırf bordroda fazla çalışma ücreti tahakkuku var diye, olası bir davada mahkemece yapılacak olan hesaplamada, o ay/aylar tamamen dışlanmayacaktır.
Zira Yüksek Mahkeme “…Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma ücreti olarak davacının bordrolarına yansıtılan miktar her ay sabit olup, gerçeği yansıtmadığından davacının bundan daha fazla çalışmasının bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olduğundan, ödenenlerin mahsubu ile bakiyesinin fazla çalışma ücreti olarak hüküm altına alınması gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir” şeklinde belirtmek sureti ile bordrolarda yapılan fazla çalışma ücreti tahakkuklarının sembolik olması veya her ay sabit tutarlarda olması halinde, hesaplamalarda o ayı tamamen dışlamamakta, ancak işçiye daha önce ödenen tutar mahsup edildikten sonra kalan tutarın ödenmesi istenilmektedir.
Yukarıda açıklanan hususları özet olarak şu şekilde tablolaştırabiliriz:
İşçinin fazla mesai iddiası
Tablodaki bilgilere ek olarak; “Bordroların imzasız ama ödemelerin banka kanalıyla yapıldığı durumlarla ilgili olarak fazla çalışmanın sadece yazılı belgeyle ispatı değil, her türlü delille ispatlanabileceği yönünde de Yargıtay kararları bulunmaktadır”.