February 7, 2025
Son dönemde hepimiz ChatGPT ve diğer yapay zeka uygulamalarının iş dünyasını nasıl domine ettiğini izliyoruz. Bu dominasyon ile birlikte "Acaba yapay zeka işimi elimden alır mı?" endişesi giderek daha fazla çalışanın kafasında yer etmeye başladı.
Öte yandan uzmanlar her fırsatta yapay zekanın insanların yerini almak için değil onları ve iş süreçlerini desteklemek için geliştirilen bir teknoloji olduğunun altını çiziyor. İlk başlarda gelip geçici bir trend gibi görülen yapay zeka artık sadece işleri kolaylaştırmakla kalmıyor aynı zamanda yepyeni meslek alanlarının da önünü açıyor.
Yapay zeka ile ilgili endişelerin ve fırsatların giderek daha fazla gündeme gelmesi üzerine, teknoloji-yazılım, danışmanlık, sağlık ve otomotiv başta olmak üzere farklı sektörlerden yaklaşık 500 çalışanın katılımıyla bir araştırma anketi gerçekleştirdik. Araştırmaya göre:
Katılımcıların %65’i yapay zeka ve otomasyon araçlarını aktif olarak kullanıyor. Ancak katılımcıların %18’inin bu yönde herhangi bir planlaması bulunmuyor. Bu teknolojileri günümüzde kullanmayan ve gelecekte kullanmayı planlayanların oranının ise birbirine oldukça yakın.
Yapay zeka iş dünyasında devrim niteliğinde bir değişim yaratıyor. Fakat bu gelişmeler Türkiye’deki çalışanlarda da kariyerlerine yönelik endişeleri beraberinde getiriyor.
Çalışanların %27’si yapay zekanın iş süreçlerini optimize ettiğini düşünürken, %25’i gelecek için endişeli.
Katılımcıların %65'i şirketlerindeki istihdamda bir değişiklik olmadığını ifade ederken %10'u da istihdamda artış yaşandığını veya artış planlandığını ifade ediyor. Yapay zeka kullanımı ile şirketlerinde istihdamın azaldığını söyleyen katılımcıların oranı ise %18.
Endişelerin ardında katılımcıların %18’inin insan gücünden tamamen yapay zekaya geçişi yatıyor. Öte yandan herkes ilk çareyi işten çıkarmalarda aramıyor. Aksine birçok şirket çalışanlarına yapay zeka konusunda nitelikli eğitim vererek bu teknolojiyi daha verimli bir şekilde kullanmayı amaçlıyor.
Ankete göre şirketlerin %22’si çalışanlarına yapay zeka ile ilgili bir eğitim programı veya kaynak sunuyor. Henüz eğitim evresine geçmeselerde şirketlerin %58’i de bu yönde planlama yapıyor.
Özetle, zaman içerisinde işin doğası gereği adadan ayrılan ünvanlar ve işler mutlaka olacak ama bu değişimin tek sebebinin yapay zeka olduğunu söylemek eksik bir yaklaşım olur. Evet, yapay zeka iş dünyasında büyük bir dönüşüm yaratıyor ancak bu her şeyin tamamen değişeceği anlamına gelmiyor. Yapay zeka işimizi elimizden alacak mı sorusunun yanıtını zaman gösterecek ancak kesin olan bir şey var: Yapay zeka yeni iş fırsatlarını beraberinde getirecek.
Çünkü yapay zekayı verimli bir şekilde kullanabilmek için tamamen yeni beceri setlerine sahip profesyonellere ihtiyacımız olacak. Bu da demek oluyor ki daha önce hiç duymadığımız ünvanların ortaya çıkacağı yepyeni bir alan bizi bekliyor.
💡 İlginizi çekebilir: Yapay Zekanın İş Gücüne ve İstihdama Etkisi Araştırma Raporu
Yapay zekanın iş süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte gelecekte daha sık karşılaşacağımız meslekler ve ünvanlar da şekillenmeye başlıyor.
Yapay zeka mühendisliği günümüzün en hızlı büyüyen ve en talep gören mesleklerinden biri haline geldi. Şirketler yapay zeka ile ilgili projelerinde uzmanlaşmış mühendisler arıyor. Peki yapay zeka mühendisleri tam olarak ne iş yapıyor?
Yapay zeka mühendisleri makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi teknolojiler kullanarak makinelerin insan benzeri düşünme ve karar verme yeteneklerine sahip olmasını sağlamak için gerekli algoritmalar geliştirirler. Bu mühendisler büyük veri setlerini analiz etmek ve makinelerin bu verilerden öğrenerek daha iyi sonuçlar üretmesini sağlamak için derin öğrenme, doğal dil işleme ve diğer yapay zeka yöntemlerini kullanırlar. Bu süreçte her yeni proje için doğru algoritmalar seçmek ve bunları uygulamak da bu mühendislerin uzmanlık alanına girer.
Yapay zeka mühendisleri sadece teknoloji şirketlerinde değil, sağlık, finans, otomotiv ve e-ticaret gibi birçok sektörde de şu an aktif olarak görev alıyor. Çünkü her sektörde verilerin akıllıca işlenmesi ve doğru kararların alınması için yapay zekanın gücüne ihtiyaç duyuluyor.
Yapay zeka sistemleri artık günlük dilde iletişim kurmamıza imkan tanıyor. Bu sistemlerden ne yapmalarını istediğimizi belirttiğimiz komutlara da “prompt” adı veriliyor. Peki yapay zekaya doğru bir şekilde komut vermek neden bu kadar önemli?
Bu sorunun yanıtı olarak devreye prompt mühendisleri giriyor. Prompt mühendisleri yapay zekaya ne yapacağını net ve doğru şekilde anlatan komutlar yazıyor, bunları test ediyor ve gerekirse iyileştiriyor. Ama iş bununla bitmiyor çünkü her yapay zeka modeli farklı çalışıyor. Bir modelde işe yarayan bir yaklaşım diğerinde sonuç vermeyebiliyor. Bu mühendisler hangi modelin ne tür komutlarla en verimli sonuçları ürettiğini bilen uzmanlar olarak yapay zekanın gücünü tam anlamıyla ortaya çıkarıyor. İlk ilanlarını görmeye başladığımız bu pozisyona yalnızca teknoloji şirketleri değil hukuk firmalarından müşteri hizmetlerine kadar pek çok farklı sektör ihtiyaç duyuyor.
"Yapay zekanın etkisiyle yeni bir rol ortaya çıktı. Kod yazmaktan çok metin yazmaya odaklanan YZ prompt mühendisleri şu anda organizasyonların yapay zekayı hızla benimsemelerine yardımcı olmak için aktif bir şekilde işe alınıyorlar. Çeşitli işlevsel ekiplerle çalışarak, büyük dil modellerinin çıktısını iyileştirmek için prompt optimizasyonu da dahil olmak üzere, doğal dil işleme faaliyetlerinin geniş bir yelpazesinde görev alıyorlar." - Shaheen Yazdani, Intercept
Yapay zeka ürün yönetimi dünyasında da hızla kendine yer açıyor. IBM’in araştırmasına göre ürün yöneticilerinin %21’i artık günlük işlerinde yapay zekayı aktif olarak kullanıyor. Bu dönüşümle birlikte yapay zeka ürün yöneticilerinin rolü giderek daha kritik hale geliyor. Ancak yapay zeka ile ürünlerin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak isteyen yöneticilerin yalnızca stratejik değil aynı zamanda teknik bilgilere de hakim olmaları şart.
Yapay zeka ürünlerinin gereksinimlerini tanımlamak, pazar araştırmaları yapmak, performansı yakından izlemek ve projelerin başarısını garantilemek için stratejik kararlar almak bu işin temel taşları arasında yer alıyor.
💡 İlginizi çekebilir: 2025 İK Trendleri
Yapay zeka harika bir teknoloji olsa da her zaman mükemmel değil. Bazen ön yargılı kararlar alabilir ya da hatalı sonuçlar üretebilir. Bu hatalı sonuçları kontrol etme işi de yapay zeka denetçilerine düşüyor. Bu denetçilerin temel görevleri arasında yapay zeka sistemlerindeki hataları ve ön yargıları tespit etmek, bunları düzeltmek ve sistemlerin yasal düzenlemelere uygun çalıştığından emin olmak bulunuyor.
Amerika’nın bazı bölgelerinde işe alım süreçlerinde kullanılan yapay zeka sistemleri için ön yargı denetimi zorunlu hale getirildi bile. OpenAI CEO’su Sam Altman da kongrede yaptığı konuşmada yapay zekanın yanlış kullanımıyla doğabilecek risklere dikkat çekiyor ve hükümetlerin bu alanda daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyor.
“Bu teknoloji yanlış kullanıldığında ciddi sonuçlar doğurabilir. Bunu önlemek için hükümetlerle birlikte çalışmak istiyoruz.” - Sam Altman
Özellikle hukuk, finans ve medya gibi alanlarda yapay zeka denetçilerine duyulan ihtiyaç hızla artıyor. Gelecekte bu rol daha da önem kazanarak yapay zekanın sorumlu kullanımının kilit unsuru haline gelecek.
Yapay zekanın hayatımıza daha fazla dahil olmasıyla birlikte onunla sorunsuz iletişim kurmak artık bir zorunluluk haline geliyor. Bu iletişimin olabildiğince sorunsuz ilerlemesi için sahneye etkileşim tasarımcıları giriyor. Etkileşim tasarımcılarının temel görevi yapay zeka sistemlerini daha kullanıcı dostu ve sezgisel hale getirerek insanların bu teknolojiyi verimli ve keyifli bir deneyimle kullanmalarını sağlamak.
Peki bunu nasıl yapıyorlar? İnsan-makine etkileşimini tasarlayan uzmanlar kullanıcıların ihtiyaç ve beklentilerini anlamak için derinlemesine araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalar sonucunda fikirlerin hızlıca test edilebilmesi için prototipler oluşturuluyor ve tasarım sürecinde yazılım geliştiricilerden ürün yöneticilerine kadar pek çok farklı ekip ile yakın bir iş birliği içinde çalışılıyor. Bu tasarımcıların amacı karmaşık teknolojileri herkes için anlaşılır ve erişilebilir hale getirmek.
"Yapay zekanın etik bir geleceğe doğru ilerlemesi, doğru yönergeleri oluşturacak uzmanların varlığına bağlı. Bu alanda çalışan yapay zeka etik uzmanları, her sistemin tarafsız ve adil bir şekilde tasarlanıp kullanıma sunulmasını sağlayacak. Onlar gizlilik, adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi kritik sorunların önüne geçmek için politikalar geliştirecekler. Bu sayede yapay zeka tarafından şekillenen platformlar toplumsal değerlerle uyumlu hale gelecek ve tüm sektörlerdeki riskler en aza indirilecektir." – Michael Koch, HubKonnect
Yapay zeka hayatımızın her köşesinde ve hızla gelişiyor ancak bu hızlı gelişimle birlikte karşımıza çıkan etik sorunlar da artıyor. Bu noktada etik uzmanlarına büyük bir iş düşüyor.
Çünkü teknoloji ne kadar güçlü olursa olsun onu sorumlu ve adil bir şekilde kullanmak için doğru yönlendirmelere ihtiyaç var. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yapay zeka insan gibi düşünme ve karar verme kapasitesine sahip olma iddiasıyla ortaya çıksa da her zaman doğru sonuçları vermeyebilir. Kimi zaman ön yargılı olabilir, hatalı kararlar alabilir veya toplumsal eşitsizlikleri körükleyebilir.
İşte bu uzmanlar yapay zekanın insan haklarına uygun bir şekilde geliştirilmesi ve bu negatif olasılıkları minimize etmek için politikalar oluşturuyorlar. Onlar sadece teorik etik sorunlarla ilgilenmiyor aynı zamanda bu teknolojinin pratikte nasıl işlerlik kazanması gerektiğine dair de çözümler üretiyor.
Yapay zeka sadece iş süreçlerini iyileştirmekle kalmıyor aynı zamanda tamamen yeni kariyer alanlarının ortaya çıkmasına da zemin hazırlıyor. Bugün iş dünyasında adını sıkça duymaya başladığınız meslekler yarının en önemli rollerine dönüşebilir.
Hiçbir kurulum ve kredi kartı gerektirmeden kullanmaya başlayın.
ÜCRETSİZ DENEYİNHiçbir kurulum ve kredi kartı gerektirmeden, personel yönetim yazılımını hemen 15 gün boyunca ücretsiz deneyin.