Bir bebek dünyaya gelirken, anne ve baba için heyecanın yanı sıra sorumluluklar da artar. Bu sorumlulukların bir kısmı, yeni bir aile üyesini karşılamak ve bakmakla ilgilidir. Bu dönemde annenin doğruca işyerine dönmesi pek mümkün olmayabilir, bu nedenle doğum izni gibi haklar devreye girer. Ancak, birçok ebeveyn doğum izni kullanırken SGK prim günlerinin durumu ve bordroya yansıtılması konusunda sorularla karşılaşır.
Bu blog yazımızda, Türkiye'de doğum izni kullanırken SGK prim günlerinin durumunu, bu günlerin bordroya nasıl yansıtıldığını ve ebeveynlerin bu süreçte dikkate alması gereken önemli bilgileri inceleyeceğiz.
Doğum izni kullanımında SGK prim günlerinin durumu ve bordroya yansıtılması hakkında detaylar
- Ay içerisinde zaten 30 gün tam çalışma olmayacağı için bordroya da hiçbir ücret-SGK primi yansıtılmayacaktır.
- Bu dönemde çalışma bulunmadığından işverenin yasal olarak SGK primi yatırma borcu doğum nedeniyle analık izni kullanacak (8 hafta doğum öncesi 8 hafta doğum sonrası) kadın çalışanın eksik gün bildirimi “01-istirahat” seçeneği kullanılarak yapılmalıdır. Olmamakla birlikte, yine de işveren çalışanın SGK primlerini yatırmak istiyorum diyebilmektedir. Böyle bir durumda, “01-istirahat” panelinin alt kırılımı olana “prim bildirilen sigortalı, istirahatli olduğu sürelerde işyerinde çalışmamıştır” sütununun işaretlenmesi gerekmektedir. Böylece, ay içerisinde hiç çalışması olmayan ve SGK primi normal şartlar altında yatırılmayacak olan çalışan için işveren SGK’ya prim ödeyebilecektir. Bu bir zorunluluk olmadığı ve işverenin kendi isteği ile yapabileceği bir ödeme sayıldığından hukuken “atıfet kabilinden”, yani bir çalışma karşılığı olmadan verilen gönüllü ödeme kabul edilecektir.
- Ancak böyle bir durumda da şu sorun karşımıza çıkabilmektedir: İşçinin devletten hak ettiği ücretini, yani resmi adıyla ‘analık geçici iş göremezlik ödeneğini’ alabilmesi için, o dönem iş yerinde çalışmamış olması ve bunun SGK’ya bu şekilde bildirilmiş olması zoruludur. Bu bağlamda, yukarıda anlatıldığı gibi işveren çalışanı adına SGK primi yatırmak istemekle birlikte, aynı zamanda “bu kişinin çalışması yoktur” bildirimini yapmaz ise, işçi SGK nazarında “çalışmış” kabul edileceğinden devletten olan analık ödeneğini alamaz. Dolayısıyla, eğer o ay içerisinde işçinin primleri işveren tarafından ödenmeye devam edecek ise “prim bildirilen sigortalı, istirahatli olduğu sürelerde işyerinde çalışmamıştır” seçeneğinin mutlaka seçilmesi gerekir.
- Analık istirahatindeki kadın sigortalı Genel Sağlık Sigortası (GSS) hizmetlerinden faydalanır, ilgili sigorta kapsamındaki hizmet masrafları devlet tarafından karşılanır. Yani, doğum izninde olunan dönemde işçi adına işveren tarafından hiçbir prim yatırılmasa dahi kadın sağlık hizmetlerinden istifade eder. Peki, diyelim ki yukarıda açıklandığı üzere işveren ‘ben doğum yapan işçimin SGK primlerini çalışması olamamasına rağmen ödeyeceğim’ dedi; bu halde şöyle bir fiili durum da oluşuyor: Zaten GSS’den yararlanabilen çalışan adına o dönem için bir kez daha GSS primi yatırılmış olmayacak mı ve eğer böyle ise işveren bunu eksik yatırabilir mi, ya da geri alabilir mi? İlk sorunun cevabı evet; yani aynı dönemde zaten sağlıktan faydalanan kadın işçi adına ikinci defa işveren tarafından GSS primi yatırılmış oluyor. İkinci sorunun cevabı ise hayır; yani işveren eğer ki o çalışanı için SGK primi ödemek istiyorsa %37,5 oranında tam prim üzerinden hesabını yapması gerekecek. Zaten, açıklandığı üzere bu tür bir ödeme devlet tarafından “gönüllü” ve fazladan yapılan bir ödeme türü kabul edilecektir.
- Eğer işveren primlerini yatırmıyor ise doğum iznindeki kadın işçi emekliliğe sayılacak prim günlerini ödememiş olacaktır. Ancak, daha sonra bu dönemleri borçlanarak kendisi ödeyebilecektir ve aradaki boşluğu kapatabilecektir.
- Doğum izninde geçirilen süre hem yıllık izin hem de kıdem tazminatı hesabındaki sürelerde dikkate alınacak ve çalışılmış gibi sayılacaktır.
Doğum izni, ailelerin yeni doğan bebekleriyle ilgilenmeleri için önemli bir fırsattır ve Türkiye'de SGK prim günlerinin bu süreçte devam etmesi, çalışan ebeveynlerin maddi olarak desteklenmesini sağlar. Bordroya yansıtılması konusundaki kurallar, çalışanların haklarını korurken işverenlerin de bu süreçte adil davranmasını sağlar.