İş yerinin devri sırasında, işçilerin hakları, iş sözleşmeleri, maaşlar ve çalışma koşulları gibi pek çok faktör göz önünde bulundurulur. Bu blog yazısında, iş yerinin devrinin iş sözleşmelerine nasıl etki edebileceğini ve çalışanların bu değişikliklere nasıl hazırlıklı olabileceğini inceledik. Detaylar için okumaya devam edin.
İş yerinin devrinin iş sözleşmelerine etkisi nedir?
- İş Kanunu 6’ncı Maddesine göre; iş yerinin tamamı veya bir bölümü devredildiğinde, tüm iş sözleşmesi hak ve borçları devralana geçer.
- Devreden işveren, devirden önce doğan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan işverenle birlikte devir tarihinden itibaren 2 sene süresince sorumludur.
- Ancak tüzel kişiliğin birleşmesi veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme durumlarında birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
- Kıdem Tazminatı bakımından; devreden işveren kendi dönemindeki çalışmalar kadar ve devir tarihindeki işçinin son ücreti ile sınırlı olarak sorumludur. Ancak, 2 yıllık süre sınırlaması kıdem tazminatında geçerli değildir.
- İhbar tazminatı bakımından; devreden işverenin sorumluluğu bulunmamaktadır.
- Devredilen tarihte doğmuş bulunan fazla çalışma, hafta tatili günde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden devreden işveren 2 sene boyunca devralan işverenle birlikte sorumludur.
- İş yeri devri işçi veya işveren için haklı fesih sebebi oluşturmaz. Ancak, devreden veya devralan işverenin ekonomik veya teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin zorunlu kıldığı nedenlerle feshi ile İş Kanunu’nun 24 ve 25’inci maddelerine dayanan işçi ve işverenin haklı fesih hakları saklı tutulmuştur.
İş sözleşmelerinin devrine ait hükümler
- 6098 sayılı Borçlar Kanunu 429’ncu Maddesine göre; hizmet sözleşmesi, çalışanın yazılı rızası alınmak koşuluyla sürekli olarak başka bir işveren devredilebilir.
- Bu işlem ile devralan tüm hak ve borçlardan sorumlu olmaktadır. Fakat hizmet süresine bağlı haklar devir eden işverenin yanında çalışılmaya başlanılan tarih esas alınarak hesaplanır.
- Söz konusu düzenleme İş Kanunu’nda yer almaz; o nedenle sadece Borçlar Kanunu'na tabi işçiler için değil 4857 sayılı Kanuna tabi işçiler için de uygulanır.
İşverenin iflasının işçi alacaklarına etkisi nedir?
- İşverenin iflası doğrudan iş sözleşmesini sona erdirmez. Ancak işçi teminat isteyebilir (iflas masasından), bu teminat bir şarta bağlanmamıştır. Teminat verilemezse işçi sözleşmeyi feshedebilir.
- İflas masasının “seçim hakkı” vardır; “aynen ifaya devam” (işçi çalışmaya devam eder) veya “aynen ifayı red” (işçi çalışmaya devam etmez) hakları vardır.
- İflasın açılmasından önceki 1 yıl içerisinde doğan “ücret ve ücret niteliğindeki menfaatler (prim, ikramiye, komisyon vb gibi kıdem ve ihbar tazminatı hesabına dahil edilen ödemeler)”, “fazla çalışma ücreti” ve “yıllık izin ücreti” birinci sıradaki alacaklardır.
- Kıdem tazminatı da birinci sıralı alacaktır, ancak iflastan önceki 1 sene şartı aranmaz; iflas sebebiyle hak edilmiş olması yeterlidir.
- İhbar tazminatı da birinci sıradadır; iflastan önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olması veya iflas sebebiyle fesihten doğmuş olması yeterlidir.