İş Kanunu'nun 25. maddesi, işverenin bildirimsiz fesih hakkını düzenler. Ancak, sağlık, zorlayıcı sebep, gözaltı gibi durumlar dışında ihbar ve kıdem tazminatı şartları değişir. İyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık durumunda ise işçinin iş güvencesi hakları devreye girer.
İş sözleşmesinin bildirimsiz fesih ile sona ermesi
İş Kanunu 25’inci maddesinde; işverenin bildirimsiz fesih hakkı düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre; sağlık nedenlerini düzenleyen birinci bent, zorlayıcı sebepleri düzenleyen üçüncü bent ve gözaltı/tutuklanmayı düzenleyen dördüncü bent dahilindeki fesihlerde ihbar tazminatı ödenmez iken, diğer şartların varlığı halinde kıdem tazminatı ödenecektir. Ahlak ve iyi niyet kurallarını düzenleyen ikinci bent hükümleri çerçevesindeki fesihlerde ihbar ve kıdem tazminatı ödenmez. İş Kanunu 25’nci maddesi fesihlerinde işçi iş güvencesi haklarını kullanabilir.
İş Kanunu 26’ncı maddesinde; 25’inci maddedeki iyi niyet ve ahlak kurallarına uyulmamasına dayanan fesihler için, yetkinin ilgili davranışların işveren tarafından öğrenildiğinden itibaren altı iş günü ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılması zorunludur. Eğer çalışan olayda maddi çıkar sağlamış ise bir yıllık süre dikkate alınmayacaktır. Söz konusu süreler zamanaşımı değil, hak düşürücü sürelerdir; dolayısıyla resen dikkate alınır. Hak düşürücü süreler, eğer iddianın araştırılması gerekiyorsa araştırmanın bitip de sonucunun; eğer disiplin kurulu kararı gibi süreçlerden geçmesi gerekiyorsa bunlarla ilgili görüşün işverene sunulduğu tarihten itibaren başlar.
İş Kanunu'nun 26. maddesi, iyi niyet ve ahlak kurallarına uymayan fesihler için belirli bir süre tanır. Ancak, bu süreler zamanaşımı değil, hak düşürücüdür.