İş sözleşmesinin tanımı ve kurulması
393’üncü madde tanıma, 394’üncü madde ise kurulmaya ilişkindir. Eski yasada yer alan toplu iş sözleşmesi ve çıraklık sözleşmesine ilişkin hükümler yeni yasada yer almamış; bunlarla ilgili hususlar özel yasalara bırakılmıştır.
İşçinin borçları
İş kanunlarında işçinin borçlarına dair ayrı bir düzenleme olmadığı için Borçlar Kanunu’ndaki hükümler bu kanunları da bağlamaktadır.
- Bizzat çalışma borcu (md. 395; eski yasa md. 320)
- Özen ve sadakat borcu (md. 396; eski yasa md. 321)
Yeni kanun düzenlemesinde “özen” borcuna “sadakat” kavramı da eklenmiş ve Yargıtay kararlarında kendine yer bulan işveren sadık kalma olgusu yasaya işlenmiştir. Bu konu ile alakalı olarak, eski ve yeni kanunlarda yer alan “rekabet yasağı” düzenlemesi de bulunmaktadır. Ancak, rekabet yasağı özel bir durum olup işverenin isteği üzerine devreye girmektedir. Diğer bir deyişle, rekabet yasağı işverene bağlı seçimlik bir hali ve borcu ifade etmekte iken; 396’ncı maddede düzenlenen sadakat borcu tüm sözleşmelerde yer alması gereken bir olgudur.
Özen ve sadakat borcu
- İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır.
- İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
- İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.
- İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.
Teslim ve hesap verme borcu
- İşçi, üstlendiği işin görülmesi sırasında üçüncü kişiden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhâl ona teslim etmek ve bunlar hakkında hesap vermekle yükümlüdür.
- İşçi, hizmetin ifasından dolayı elde ettiği şeyleri de derhâl işverene teslim etmekle yükümlüdür.
Fazla çalışma borcu
- Fazla çalışma, ilgili kanunlarda belirlenen normal çalışma süresinin üzerinde ve işçinin rızasıyla yapılan çalışmadır. Ancak, normal süreden daha fazla çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi zorunluluğu doğar, işçi bunu yapabilecek durumda bulunur ve aynı zamanda kaçınması da dürüstlük kurallarına aykırı olursa işçi, karşılığı verilmek koşuluyla, fazla çalışmayı yerine getirmekle yükümlüdür.
- Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
- İlk bakışta söz konusu maddenin özel yasalardaki fazla mesai düzenlemeleri ile çelişen bir yanı varmış gibi gözükse de; işçinin rızası olduktan sonra fazla çalışmanın da bir çalışma türü kabul edilmesi ve 4857 sayılı Kanun’un 42’nci maddesinde belirtildiği üzere bazı hallerde zorunlu fazla çalışma kavramının bir borç olarak ele alınması nedenleriyle bu çelişki ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla, sadece bu madde sebebiyle fazla çalışmanın bir zorunluluk haline getirildiği iddia edilemez.
Düzenlemelere ve talimatlara uyma borcu
- İşveren, işin görülmesi ve işçilerin işyerindeki davranışlarıyla ilgili genel düzenlemeler yapabilir ve onlara özel talimat verebilir. İşçiler, bunlara dürüstlük kurallarının gerektirdiği ölçüde uymak zorundadırlar.
- Sadakat borcu ile teslim ve hesap verme borcu gibi, önceden beri yargı kararları ile çerçevesi çizilen bir düzenleme yasal olarak kendisine yer bulmuştur.
İşçinin sorumluluğu
- İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur.