İK tükenmiş hissediyor

İşe alımdan ayrılana kadar olan süre zarfı boyunca çalışanların memnuniyeti ve motivasyonu, gelişen teknoloji ve artan yetkinlikler, rekabet ortamında güçlü bir kültür ve işveren markası için yöneticilerin beklentileri ve son olarak pandemi krizi… Derin bir kaos ortamında insan kaynaklarının üzerine binen koca bir yükü göz ardı etmek imkansız. Ne yazık ki bugünlerde İK’cılar bir önceki yıllara göre tükenmiş hissediyor, hatta merhamet yorgunluğu yaşıyor.

Yapılan araştırmaya göre İK liderlerinin yüzde 71’i 2020’nin en stresli yıl olduğunu söylüyor.

İK profesyonellerinin yüzde 98′i tükenmiş hissediyor. - Forbes

2022 yılında yapılan bir ankette ise, İK profesyonellerinin yüzde 53‘ü tükenmiş hissetmekte. - AllVoices

İş yükü altında ezilen İK uzmanı oranı yüzde 42. - SHRM

İnsan kaynakları uzmanları, 2020’nin ilk aylarından bu yana şirketlerin geleceği ve çalışanların refahı için görünmez bir mücadele gösterdi. Pandemide değişen süreçlerin organizasyonel anlamda adaptasyonunu sağlarken çalışanların sağlığı için de durmadan çalıştı. Şirket politikaları değişti, onlar yeni faydalar üretmeye devam etti; şirket bütünlüğünü korumak için “ilk”leri önce kendisi deneyimledi.

Global araştırmalar pandemi döneminde İK’cıların sadece tükenmiş değil aynı zamanda merhamet yorgunluğu da yaşadığını söylüyor. Merhamet yorgunluğu nedir dediğinizi duyar gibiyiz. Merhamet yorgunluğu; travmatik veya stresli olayları yaşayan kişilerle çalışmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar. Tükenmişlikten farklı olarak doktor, hemşire, psikolog, psikiyatrist ve hasta bakım vb. çalışanların fiziksel, duygusal ve ruhsal yönden tükenmesi olarak tanımlanabilir.

Çalışan refahı, İK için yeni bir iş değil elbette. Özellikle pandemi dönemiyle beraber, çalışanların hastalıkları ve ölümleri, büyük istifa ve çalışma ortamındaki değişiklikler gibi birçok zorluk karşısında İK’cının merhamet yorgunluğu hissetmesi kaçınılmaz.

Allvoices anketindeki “Tükenmişliğin arkasındaki ana suçlu nedir?” sorusuna İK profesyonelleri şu şekilde cevap veriyor:

• Liderlik taleplerinin uygulanması yüzde 16
• Zaman yönetimi yüzde 13.5
• Çalışanları elde tutmak yüzde 11
• İş yükü ve/veya saatler yüzde 7
• İşe alım ve eğitim yüzde 6,5

Covid-19 geldiğinde uzaktan çalışmaya hızlı bir geçiş, birçok İK ekibini oldukça zorladı. Farklı coğrafyalarda yaşayan çalışanları idari açıdan bir arada tutmaya çalışırken, ekip ruhunun dinamizmini de oluşturmak için durmadan çabaladı.

Lattice’in raporuna göre, uzaktan ve hibrit çalışma düzeninde İK’cıları en çok zorlayan maddeler şu şekilde:

• Onboarding yüzde 41
• Çalışan eğitimini yönetmek yüzde 34
• İşe alım yüzde 33

Araştırmalar sonucunda açıkça görülüyor ki, tükenmişlik hissedenler sadece diğer çalışanlar değil. Özellikle pandemi gibi kriz dönemlerinde şirketleri saran her bir zorluk, ilk olarak insan kaynaklarına uğruyor. İşte tam da bu noktada şirket ekosisteminde kökleşmiş bir tükenmişlik oluşmaması adına işverenlere büyük bir görev düşüyor. İK’cıların tükenmişliğini önleyebilmenin birçok yolu var; onların neye ihtiyacı olduğunu sorgulamak, beklentilerini anlayışla karşılamak, daimi bir geri bildirim kültürü oluşturmak, esnek çalışma ortamı sağlamak ve onları gerçekten önemsediğinizi göstermek.

Çalışanları mutlu etmek için hazırladığımız ipuçlarına göz atmak için yazımıza tıklayabilirsiniz.

Kolay İK’yı ücretsiz denemek için tıklayın.